Benim Mekânsal Yurdum Maraş'tır "Her çiçek kendi çekirdeğinde gizlidir” derler. İnsanın çekirdeği yurdudur. İnsanın mekân, dil ve inanç bakımından bir yurdu olması gerektiğine inananlardanım. Benim mekânsal yurdum Maraş’tır. Maraş, mekânlaşmış hafızamdadır; anamın, babamın, dedemin, ninemin, akrabalarımın, alışveriş yaptığım esnafın, dinlediğim türkülerin, hikayelerin, içtiğim suyun, yediğim firiğin, dolmanın, gittiğim hocanın, okuduğum mekteplerin ruhu Maraş diye tecessüm etmiştir. Ben bu tecessüm etmiş bütünün parçası değil özüyüm. Dolayısıyla Maraş’ın en sevdiğim yeri yoktur; sevmediğim yeri de yoktur. Sayısız defa Ahırdağı’ndan aşağıya koşarak inmişimdir; sayısız defa Uzunoluk’tan ilk gençliğimin heyecanlarını, korkularını yalnızlıklarını toplayarak Trabzon Caddesine kadar yürümüşümdür. Kanlıdere’de bindiğimiz kiralık bisikletten düşünce kanayan dizimin acısını oradan her geçişimde duyarım. Çarşıya her inişimde kapalı çarşıdaki allefimizin, köşkerimizin, k