Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

DÜKKÂN MEKTUPLARI-29 / Ahmet Doğan İlbey

Korona Günlerinde Dost Şiirleri Okumak/ Zâlim ve insafsız koronavirüs dostlardan ayrı düşürdü. Yüreği ve kalbi yokmuş, dostluk nedir, firak nedir bilmezmiş koronavirüs. Sokakları işgal etti, yasak koydu, eve hapsetti. Dost yüzü ve sesine hasret koydu. Yavaş hayata geçtim ve geceler yârim oldu. Dost hasreti gönlümde demlendi de demlendi, dost hüznü çoğaldı çoğaldı da. Bundandır ki dostların şiirlerini kıraat ederek şifa buluyorum. “Nefes”  Fikir cephesinin yaman savaşçısı, medeniyet müdafii ve “Ben Bilge Kişi’nin dilencisiyim” diyen İsmail Göktürk’ün meftun olduğum hocasına yazdığı “Nefes” şiiriyle başlıyorum gece yarısı dostluk tâlimime. -Ali Yurtgezen Hocama hürmetle- “Merhamet et hâlime, her şeye agâhım Ali Var mı senden başka söyle, ilticâgâhım Ali” Neyzen Tevfik  “Ehli hâl değilim, esrârı kapalı semânın / Esmâya muhatap âdem olamadım Ali / Pür kusurum hem pişman, şâkisiyim daru’l emânın / Dünyaya yüzüstü dü

DÜKKÂN MEKTUPLARI-28 / Hasan KEKLİKCİ

Hasan Ejderha Eliyle Ahmet Doğan İlbey Abi'ye/ Pek muhterem Ahmet Abi; evvela üzerime farz olan selamlarımı sunarım. Şahsınızda cümle Dükkâncılara da selam ederim. Kaç zamandır dostlarınızın canhıraş bir şekilde size mektuplar yazması, tebrikler atması, birbirleriyle haberler salması ve en sonunda son teknolojiyi kullanarak, sizinle canlı bağlantılar yapması karşısında, kendimi bu mektubu yazmaya mecbur bırakılmış hissetim ve siz: “Hasan bir mektup da sen gönder bana Gerçeklerden, yalanlardan haber ver. Varsın bulunmasın içinde mânâ Falanlardan-filanlardan haber ver.” Demeden ben bilgisayarın başına geçtim. Gerçi yazmasam da; yarın bu kara bulutlar dağılıp üzerimize güneş doğduğunda, gözü olanın ışığı gördüğünde siz, “Bir mektubunuzu da değmedik Hasan Bey” diye kahretmezsiniz; ama olsun, bunca yıllık emeğiniz var üzerimizde. Aslına bakarsanız bu salgından dolayı uygulanan kısıtlamalardan korkarak, kaçak-göçek bir şekilde köye gelmiştim. Buradan size bir mekt

DÜKKÂN MEKTUPLARI-27 / Mehmet MUHARREMOĞLU

Ahmet Abi’nin Dijital Günlüğüne Notlar-2 Devletiniz tarih yazıyor Ahmet abi. Devletiniz Suriye’de Irak’ta, Libya’da, Mısır’da Filistin’de yedi düvele karşı zulmün karşısında durdu. Hâlâ da zalimlerin, teröristlerin, kan emicilerin hesabını görmeye devam ediyor.                                           Başka bir anda başka bir yerde gene tarih yazıyor devletiniz. Küçük bir çocuğa cebinden çikolata çıkarıp veriyor. Yaşlı Ahmet Amca’nın tarlasını sürüyor.   Devletiniz beline önlüğü bağlıyor, önlüğüne biber biderini koyup Ökkeş Amca’nın tarif ettiği gibi ekiyor. Sonra da güzelce tapanlıyor.   Devletiniz Zöhre Teyze’nin kocasından kalan tekaüt maaşını kapısına getirip kuruşuna kadar sayıp teslim ediyor. Posta dairesinden emekli Selahaddin Bey’in poğaçalarının zeytinli mi peynirli mi olacağını sorup not ederek sıcak sıcak kahvaltıya yetiştiriyor. Devletiniz Ahmet Abi, Hatice Teyze’nin her Çarşamba gittiği köy pazarından her zaman alışveriş yaptığı köylü kadınlardan ist

DÜKKÂN MEKTUPLARI-26 / Enver ÇAPAR

Ahmetabi'ye Muhabbetname Sohbet, muhabbet, dost denildiği zaman ilk aklımıza gelen siz olursunuz. Fikir ve gönül talimi yaptığımız dükkânımız bir süredir devlet tedbirleri nedeniyle zahiren kapalıdır. “Dost yüzünü görmez isem bu gözlerim nemdir benim” diyen Yunus Emre pirimiz ne güzel söylemiş değil mi abi. Dünya büyük bir imtihandan geçiyor. Modern kapitalist batı ölümü hiç hesap etmiyordu. Şimdi şaşırmış vaziyetteler. Onca masum insanın katili güçlü devletler gözle görülmeyecek kadar küçük bir virüse karşı çaresizler. Sizin de söylediğiniz gibi Türk milleti nice salgınlar ve badireler atlattı. Bunu da atlatacak Allah’ın izniyle. Bizler sadece şunu biliriz, vücudumuz bize bir emanettir. Bilerek ona zarar veremeyiz. Tedbir bizden takdir Hak’tan der geçeriz. Esas mevzumuza dönecek olursak. Nice zamandır dost yüzü göremiyoruz. Hepimiz gurbete düştük. Ev gurbetindeyiz. Ev gurbeti de olur mu diyenler olabilir. Garip ama oluyormuş. Gönülden gönüle elbet yollar var ama gönüll

DÜKKÂNMEKTUPLARI-25 / Mehmet Muharremoğlu

Ahmet Abi’nin Web Sayfasına Notlar-1 Çok sokrandınız Ahmet Abi. Türklere çok laf ettiniz. Tatlı su Müslümanlığı diye bir kavram icat ettiniz, mutedil esnaf Müslümanlığı dediniz, insanları sopaladınız. Evden çıkmıyorlar, yatsı namazı sonrası sütlerini içip yatıyorlar ya da televizyon karşısında aptallaşıyorlar diye çok üstelediniz.   İnsanlar bulaşıcı bir illet yayılmasın diye - başta siz olmak üzere   -devlet zoruyla evlere kapandı. Kimisi daha çok televizyon seyretmeye başladı. Kimisi daha erken yatar oldu. Kimi kontrol edebiliyorsunuz? Haa, çokça konuşulduğu gibi çip takıp takip etme proceniz varsa ona bir diyeceğim yok. Bundan sonraki merhale o deniyor; siz   onu da yaparsınız evel Allah! Mayın dediniz, mayınlı bölge dediniz; çarşıdaki insanlara laf ettiniz. Devlet çarşıda dolaşanlara kimlik sorup ceza yazmaya başladı. Çarşıyı bomba imha uzmanı edasıyla boşalttınız. Tarhanalık yoğurtlar kaça gidiyor diye Hasan Abi’ye kızdınız. Köylülere maraklandınız. Firikçiler sine